Site Language: EN
stresShe felt a lot of stress before the exam.
Sınavdan önce çok stresli hissetti.A feeling of worry or pressure caused by difficult situations.
He managed his stress by taking deep breaths.
Derin nefes alarak stresini yönetti.The stress of moving made her anxious.
Taşınmanın stresi onu endişelendirdi.They felt stress from their busy schedules.
Yoğun programlarından dolayı stres hissettiler.reduce stress
stresi azaltmakmanage stress
stresi yönetmekstress levels
stres seviyeleritension
anxiety
pressure
vurgulamakThe teacher stressed the importance of studying.
Öğretmen, çalışmanın önemini vurguladı.To emphasize or highlight something important.
She stressed the need for teamwork.
O, takım çalışmasının gerekliliğini vurguladı.The coach stressed the importance of practice.
Koç, pratiğin önemini vurguladı.He stressed that safety comes first.
O, güvenliğin her şeyden önce geldiğini vurguladı.stress the importance
önemi vurgulamakstress the need
gerekliliği vurgulamakstress the point
noktayı vurgulamakemphasize
highlight
underscore
