


 radyo
radyoThe captain will radio for help.

 Kaptan yardım için radyo edecek.
Kaptan yardım için radyo edecek.To communicate or send a message via radio waves.
She will radio the base for instructions.
 O, talimatlar için üssü radyo edecek.
O, talimatlar için üssü radyo edecek.They decided to radio in their location.
 Konumlarını radyo ile bildirmeye karar verdiler.
Konumlarını radyo ile bildirmeye karar verdiler.He needs to radio the team about the delay.
 Gecikme hakkında takıma radyo etmesi gerekiyor.
Gecikme hakkında takıma radyo etmesi gerekiyor.radio communication
 radyo iletişimi
radyo iletişimiradio signal
 radyo sinyali
radyo sinyaliradio transmission
 radyo iletim
radyo iletimtransmit
broadcast
contact
I listen to the radio every morning.

A device that receives and plays sound broadcasts, often including music.
She turned on the radio to hear the news.
The radio played my favorite song.
He bought a new radio for his car.
AM radio
FM radio
car radio
transmitter
broadcast
receiver
I listen to the radio every morning.

A device used to receive and play sound broadcasts, typically music or news.
The radio is playing my favorite song.
She turned on the radio to hear the latest news.
He bought a new radio for his car.
AM radio
FM radio
talk radio
transmitter
broadcast
receiver
 radyo
radyoI listen to the radio every morning.

 Her sabah radyoyu dinlerim.
Her sabah radyoyu dinlerim.A device that receives and plays sound broadcasts.
I bought a new radio for my car.
 Arabam için yeni bir radyo aldım.
Arabam için yeni bir radyo aldım.She turned on the radio to hear the news.
 Haberleri dinlemek için radyoyu açtı.
Haberleri dinlemek için radyoyu açtı.He enjoys listening to music on the radio.
 Radyoda müzik dinlemeyi sever.
Radyoda müzik dinlemeyi sever.tune in to the radio
 radyoyu ayarlamak
radyoyu ayarlamaklisten to the radio
 radyo dinlemek
radyo dinlemekturn on the radio
 radyoyu açmak
radyoyu açmaktransistor
receiver
broadcast receiver
 radyo
radyoHe works in the radio industry.

 O, radyo endüstrisinde çalışıyor.
O, radyo endüstrisinde çalışıyor.Relating to or involving radio technology or broadcasts.
She enjoys listening to radio shows.
 Radyo programları dinlemeyi seviyor.
Radyo programları dinlemeyi seviyor.They installed a new radio system in the car.
 Araca yeni bir radyo sistemi kurdular.
Araca yeni bir radyo sistemi kurdular.The radio waves travel long distances.
 Radyo dalgaları uzun mesafeleri kat edebilir.
Radyo dalgaları uzun mesafeleri kat edebilir.radio frequency
 radyo frekansı
radyo frekansıradio station
 radyo istasyonu
radyo istasyonuradio signal
 radyo sinyali
radyo sinyalibroadcast
wireless
transmission