Site Language: EN
geçmekI will pass the ball to you.
Topu sana paslayacağım.To move past something or someone.
She will pass the test easily.
Sınavı kolayca geçecek.They decided to pass the house on the left.
Soldaki evin önünden geçmeye karar verdiler.He will pass by the store later.
Daha sonra dükkanın önünden geçecek.pass the time
vakit geçirmekpass a law
yasa çıkarmakpass the exam
sınavı geçmekgo by
move past
cross
geçiş belgesiShe showed her pass to enter the concert.
Konser için girmek üzere geçiş belgesini gösterdi.A document or ticket allowing entry or passage.
He needs a pass to get into the museum.
Müzeye girmek için bir geçiş belgesine ihtiyacı var.The teacher gave her students a pass for the field trip.
Öğretmen, öğrencilerine saha gezisi için bir geçiş belgesi verdi.You must show your pass at the gate.
Kapıda geçiş belgenizi göstermelisiniz.entry pass
giriş belgesiboarding pass
biniş kartıguest pass
misafir geçiş belgesiticket
permit
authorization
