hole Anlam, telaffuz, cümlede kullanım, eş anlamlılar, ...

Noun (n.) | en-us

/hoʊl/

a hollow place in a solid body or surface.

delik

Ana Örnek

She dug a hole in the ground.

Yere bir çukur kazdı.

Diğer Örnekler

He found a hole in his sock.

They covered the hole with a board.

Tam erişim için ücretsiz giriş yapın

dig a hole

hole in the wall

fill the hole

gap

opening

cavity

Verb (v.) | en-us

/hoʊl/

A hollow place in a solid body or surface.

Ana Örnek

He holed up in his room to avoid the noisy party.

Gürültülü partiden kaçınmak için odasına çekildi.

Diğer Örnekler

The golfer successfully holed the ball in one stroke.

She holed the fabric to create a buttonhole in the dress.

Tam erişim için ücretsiz giriş yapın

dig a hole

fill a hole

cover a hole

dig

excavate

burrow

Bu kelimeyi eklemek ve özel destenizi oluşturmaya devam etmek için giriş yapın.