Site Language: EN
sahteThe store was selling a counterfeit of the famous brand.
Dükkan ünlü markanın sahte ürününü satıyordu.An imitation of something, usually made to deceive.
He bought a counterfeit watch online.
Online sahte bir saat satın aldı.The artist was accused of selling counterfeit paintings.
Sanatçı, sahte tablolar satmakla suçlandı.They discovered a counterfeit bill in the cash register.
Kasa içinde sahte bir banknot buldular.counterfeit money
sahte paracounterfeit goods
sahte ürünlercounterfeit products
sahte ürünlerforgery
fake
imitation
sahteThey tried to counterfeit the designer handbag.
Tasarımcı çantayı sahtelemeye çalıştılar.To make an imitation of something with the intent to deceive.
He was caught trying to counterfeit money.
Sahte para yapmaya çalışırken yakalandı.The police discovered a shop that sold counterfeit watches.
Polis, sahte saatler satan bir dükkan buldu.She warned her friends not to buy counterfeit tickets.
Arkadaşlarını sahte biletler almamaları konusunda uyardı.counterfeit goods
sahte ürünlercounterfeit currency
sahte paracounterfeit documents
sahte belgelerforge
fake
imitate
