Site Language: EN
iletmekShe tried to convey her thoughts clearly.
Düşüncelerini net bir şekilde iletmeye çalıştı.To communicate or make known an idea or feeling.
He wanted to convey his gratitude.
Minnettarlığını iletmek istedi.The teacher tried to convey the lesson effectively.
Öğretmen dersi etkili bir şekilde iletmeye çalıştı.They used gestures to convey their message.
Mesajlarını iletmek için jestler kullandılar.convey a message
mesaj iletmekconvey an idea
bir fikir iletmekconvey emotions
duyguları iletmekexpress
communicate
transmit
iletmekThe truck will convey the goods to the store.
Kamyon, malları dükkana iletecek.To transport or carry something from one place to another.
The bus will convey passengers to the airport.
Otobüs yolcuları havaalanına iletecek.She will convey her thoughts in the meeting.
Toplantıda düşüncelerini iletecek.The courier will convey the package by noon.
Kuryenin paketi öğleye kadar iletmesi gerekecek.convey information
bilgi iletmekconvey a message
mesaj iletmekconvey emotions
duyguları iletmektransport
deliver
carry
