Site Language: EN
kararlıShe was adamant about not going to the party.
Partiye gitmemek konusunda kararlıydı.Refusing to change one's mind or position on something.
He remained adamant about his decision to move.
Taşınma kararı konusunda kararlı kaldı.They were adamant that the meeting should not be postponed.
Toplantının ertelenmemesi gerektiği konusunda kararlıydılar.I am adamant that we need to finish this project on time.
Bu projeyi bitirmemiz gerektiği konusunda kararlıyım.adamant stance
kararlı duruşadamant refusal
kararlı retadamant position
kararlı pozisyonunyielding
inflexible
resolute
