Site Language: EN
istemedenShe unintentionally spilled her drink.
O, istemeden içeceğini döktü.In a way that is not done on purpose or by design.
He unintentionally hurt her feelings.
O, istemeden onun duygularını incitti.They unintentionally arrived late to the meeting.
Onlar istemeden toplantıya geç geldiler.I unintentionally forgot to call him back.
Onu geri aramayı istemeden unuttum.unintentionally cause
istemeden neden olmakunintentionally reveal
istemeden açığa çıkarmakunintentionally offend
istemeden incitmekaccidentally
inadvertently
mistakenly