Site Language: EN
ÖvgüThe movie received great acclaim from critics.
Film, eleştirmenlerden büyük övgü aldı.Praise or approval for someone or something.
The artist gained acclaim for her stunning paintings.
Sanatçı, çarpıcı resimleri nedeniyle övgü kazandı.His novel earned acclaim from readers around the world.
Romanı, dünyanın dört bir yanındaki okuyuculardan övgü aldı.The team received acclaim after winning the championship.
Takım, şampiyonluğu kazandıktan sonra övgü aldı.widespread acclaim
Yaygın övgücritical acclaim
Eleştirel övgüpublic acclaim
Halkın övgüsüpraise
approval
commendation
övmekThe author was acclaimed for her latest book.
Yazar, son kitabı için övüldü.To praise or applaud someone or something publicly.
The film was acclaimed by critics worldwide.
Film, dünya çapında eleştirmenler tarafından övüldü.Her performance was acclaimed at the theater festival.
Onun performansı tiyatro festivalinde övüldü.The scientist was acclaimed for her groundbreaking research.
Bilim insanı, çığır açan araştırmaları nedeniyle övüldü.acclaimed artist
övgü alan sanatçıacclaimed director
övgü alan yönetmenacclaimed work
övgü alan eserapplaud
commend
celebrate