Site Language: EN

The Crown S01 E01

authority

/əˈθɔːrɪti/

otorite

Main Example

The health authority issued new guidelines.

Sağlık otoritesi yeni kılavuzlar yayınladı.

Grammatical Info:

Noun (n.)

A person or organization that has control or influence in a particular area.

Other Example

The school authority made a new rule.

Okul otoritesi yeni bir kural koydu.

The local authority is planning a park renovation.

Yerel otorite bir park yenilemesi planlıyor.

The government authority approved the new law.

Hükümet otoritesi yeni yasayı onayladı.

Synonyms

local authority

yerel otorite

government authority

hükümet otoritesi

health authority

sağlık otoritesi

Synonyms

power

control

influence

throne

/θroʊn/

taht kurmak

Main Example

He will throne himself as the new leader.

Yeni lider olarak taht kuracak.

Grammatical Info:

Verb (v.)

To assume the position or role of leadership associated with The Mandalore throne.

Other Example

She plans to throne herself after the battle.

Savaş sonrası taht kurmayı planlıyor.

They will throne themselves in a grand ceremony.

Büyük bir törende taht kuracaklar.

He hopes to throne himself before the council.

Konsolosluk önünde taht kurmayı umuyor.

Synonyms

throne oneself

kendini taht kurmak

throne the leader

lideri taht kurmak

throne of Mandalore

Mandalore tahtı

Synonyms

ascend

claim

take the throne

monarchy

/ˈmɒn.ə.ki/

monarşi

Main Example

The monarchy in England is very old.

İngiltere'deki monarşi çok eski.

Grammatical Info:

Noun (n.)

A system of government where a single person rules as king or queen.

Other Example

The monarchy in Spain is well-known.

İspanya'daki monarşi iyi biliniyor.

Many countries have a monarchy system.

Birçok ülkede monarşi sistemi vardır.

The monarchy has a rich history.

Monarşinin zengin bir tarihi vardır.

Synonyms

constitutional monarchy

anayasal monarşi

absolute monarchy

mutlak monarşi

British monarchy

Britanya monarşisi

Synonyms

kingdom

royalty

crown

reign

/reɪn/

hüküm sürmek

Main Example

The king will reign for ten more years.

Kral on yıl daha hüküm sürecek.

Grammatical Info:

Verb (v.)

To rule as a king or queen.

Other Example

She will reign over the kingdom with wisdom.

Krallığı bilgelikle yönetecek.

The queen reigns with grace and strength.

Kraliçe zarafet ve güçle hüküm sürüyor.

They hope to see him reign as a great leader.

Onun büyük bir lider olarak hüküm sürdüğünü görmeyi umuyorlar.

Synonyms

reign supreme

mutlak hüküm sürmek

reign over

hükmetmek

reign in

dizginlemek

Synonyms

rule

govern

lead

sovereignty

/ˈsɒv.ər.ɪn.ti/

egemenlik

Main Example

The country declared its sovereignty.

Ülke egemenliğini ilan etti.

Grammatical Info:

Noun (n.)

The authority of a state to govern itself or another state.

Other Example

The treaty recognized the nation's sovereignty.

Antlaşma, ulusun egemenliğini tanıdı.

They fought for their sovereignty against foreign rule.

Yabancı yönetim karşısında egemenlikleri için savaştılar.

Sovereignty is essential for a country's independence.

Egemenlik, bir ülkenin bağımsızlığı için hayati öneme sahiptir.

Synonyms

national sovereignty

ulusal egemenlik

state sovereignty

devlet egemenliği

sovereignty rights

egemenlik hakları

Synonyms

autonomy

independence

self-governance

Tam listeye ücretsiz eriş – hemen Uygulamayı indir!Uygulamayı İndir

Taç S01 E01

kelimeler/ifadeler42

The Crown dünyasını bu destekle keşfedin! The Crown'dan unutulmaz kelimeler ve sahnelerle İngilizce öğrenin ve ikonik anları daha derinlemesine keşfedin. Keyfini çıkarın!

Terms
....
....
....
....
....

1 10

Daha Hızlı ve Derin Öğren!

Hemen öğrenmeye başla!

Memoryto uygulamasını indir!

Güçlü ücretsiz resimli sözlük ve flaşkartlarla.